Türkiye’de Çölleşme
Türkiye dünya üzerindeki
konumu, jeolojik yapısı, topoğrafyası ve iklimi vb. nedenlerden dolayı iklim
değişikliğinden ve çölleşmeden en çok etkilenecek ülkeler arasında yer
almaktadır. Türkiye topraklarının %65’i kurak, yarı kurak ve yarı nemli iklim
özelliklerine sahiptir. Ülkemiz, özellikle İç Anadolu Bölgesi, Dünya Çölleşme
Risk Haritasında ‘aşırı hassas ve çok hassas’ olarak gösterilmektedir.
Avrupa’nın ortalama
yüksekliği 330 m iken, Türkiye’nin ortalama yüksekliği 1.132 m’dir. Türkiye’deki
toplam arazinin %62’sini dik, çok dik ve sarp araziler oluşturur. Ayrıca toplam
arazinin%46’sında eğim %40’dan fazladır. Bu rakamlar Türkiye’nin ne kadar
dağlık ve tepelik olduğunu göstermektedir.
Ülkemizdeki tarım
arazilerinin%59’u, meraların% 64’ü ve orman alanlarının% 54’ü erozyona maruz
kalmakta. Her yıl yaklaşık 182 milyon ton toprak denizlere ve göllere
taşınmaktadır. Türkiye’de çöl yoktur ama ülkenin önemli bir kısmı için çölleşme
riski söz konusudur.
Türkiye’deki çölleşmenin en
önemli nedeni erozyondur. Erozyon yanında, doğal kaynakların bozulması,
meralarda aşırı ve fazla otlatma, dağınık yerleşim, toprakların yanlış
kullanımı, yanlış tarım teknikleri, yetersiz su kaynakları, yanlış sulama
teknikleri, gübre ve tarım ilaçlarının aşırı kullanımı, kırsal yoksulluk, doğal
kaynakların kullanımı ile ilgili eğitim eksikliği çölleşmenin nedenleri
arasındadır.
Türkiye’nin Çölleşmeyle Mücadeledeki Yeri:
Birleşmiş Milletler
Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi (UNCCD)
Sözleşmenin Amacı
1. Bu sözleşmenin amacı, etkilenen ülkelerde
sürdürülebilir kalkınmanın
sağlanmasına katkıda bulunmak
üzere Gün- dem 21 ile uyumlu
entegre bir yaklaşım içerisinde uluslar arası işbirliği ve ortaklık
düzenlemeleri ile desteklenen her düzeyde
etkin eylemler yoluyla,
özelikle Afrika’da olmak üzere
ciddi kuraklık ve/veya çölleşmeye maruz
ülkelerde, çölleşmeyle mücadele etmek ve kuraklığın etkilerini hafifletmektir.
2.
Bu amaca ulaşmak için, etkilenen
alanlarda, aynı anda hem arazinin verimliliğini iyileştirmek hem de arazi ve su
kaynaklarının rehabilitasyonunu, korunmasını ve sürdürülebilir yönetimini
sağlayarak özelikle yerel topluluklar düzeyinde yaşam koşullarının
iyileştirilmesi üzerinde odaklaşan uzun dönemli stratejilerin uygulanması gerekecektir.
Sözleşme Süreci
1992 yılında, Birleşmiş
Milletler Genel Kurulu, Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Sözleşmesi’nde üç
temel sözleşme belirlemiştir.
Bunlar
1-İklim Değişikliği
2-Biyolojik Çeşitlilik
3-Çölleşmeyle Mücadele
Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi
17 Haziran 1994 tarihinde Paris’te kabul edildi. Sözleşme imzaya açılmış ve 26
Aralık 1994 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Böylece, 17 Haziran Dünya Çölleşmeyle
Mücadele Günü olarak ilan edildi.
Türkiye, 15 Ekim 1994
tarihinde Paris’te imzalanan ve 11 Şubat 1998 tarihli 23258 sayılı Resmî Gazete
’de yayımlanan 4340 sayılı Kanun yoluyla “Birleşmiş Milletler Çölleşme ile
Mücadele Sözleşmesi’ne taraf olmuştur.
Yukarıdaki tarih itibariyle Türkiye Sözleşmenin Dördüncü Eki’ne, yani “Kuzey Akdeniz Bölgesel Uygulama Eki” (Arnavutluk, Hırvatistan, Kıbrıs, Yunanistan, İsrail, İtalya, Malta, Portekiz, Slovenya, İspanya, Macaristan ve Türkiye)’ne aktif olarak Çölleşme ile Mücadeleye dahil olmuştur. Bugün itibariyle, 195 ülke bu sözleşmeye taraf olmuştur.
No comments:
Post a Comment
Yorumunuz İçin Teşekkürler