İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ (Climate Change) - SO

Son Güncellemeler

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ (Climate Change)

İklim Değişikliği Nedir?

iklim değişikliği
İklim değişikliği; genellikle birkaç on yıl veya daha uzun bir süre boyunca ortalama hava koşullarındaki önemli bir değişiklik (örneğin, hava koşullarının; daha sıcak, daha nemli veya daha kuru hale gelmesi) olarak tanımlanabilir. İklim değişikliğini doğal hava değişkenliğinden ayıran uzun vadeli eğilimi olmasıdır. İklim değişikliği ve küresel ısınma sıklıkla birbirinin yerine kullanılsa da, küresel ısınmanın-dünya yüzeyine yakın küresel ortalama sıcaklıktaki son artış-iklim değişikliğinin yalnızca bir yönü olduğunu belirtmekte fayda var .

İklim değişikliği kendini çok farklı şekillerde gösterir ve her canlı aynı oranda olmasa da bu deneyimi yaşar (Taşkınlar, azgın fırtınalar, ölümcül hava sıcaklığı vb.). Dünyanın aşağı yukarı her yerinde, ekonomik açıdan dezavantajlı olanlar diğer bir ifadeyle iklim değişikliğinin temel nedenlerine en az katkıda bulunanlar aynı zamanda iklim değişikliğinin en kötü etkilerinden muzdarip olma olasılığı en yüksek olanlardır.

İklim Değişikliği Nasıl Ölçülür?

İklim, bir yerin uzun yıllar boyunca ölçülen genel hava koşullarını ifade eder. Örneğin belli bir bölgedeki iklim kışın soğuk ve karlıyken, diğer bir bölgedeki iklim yıl boyunca tropikal olabilir.

Dünyanın yörüngesindeki uydular, uzak meteoroloji istasyonları ve okyanus şamandıraları günümüzün hava ve iklimini izlemek için kullanılmaktadır. Bununla birlikte, bilim adamlarının iklimle ilgili geriye dönük çalışmalarının genişletmesini sağlayan buz çekirdekleri, ağaç halkaları, mercanlar ve okyanus ve göl çökeltileri gibi doğal kaynaklardan elde edilen paleoklimatoloji verilerde kullanılmaktadır.

Dünyanın iklim kayıtları milyonlarca yıl öncesine aittir. Bu kayıtlar, dünya atmosferi, okyanuslar, kara yüzeyleri ve kriyosferdeki (donmuş su sistemleri) uzun vadeli değişikliklere kapsamlı bir bakış sağlar. Bilim adamları daha sonra bu verileri, gelecekteki iklim eğilimlerini etkileyici bir doğrulukla tahmin edebilen gelişmiş iklim modellerine aktararak dünyanın iklim geçmişiyle ve geleceğiyle ilgili daha sağlam bilgilere ulaşabilmekte ve gelecekle ilgili daha doğru iklim projeksiyonları üretebilmektedirler.

İklim Değişikliğine Ne Sebep Olur?

Dünyanın iklim sisteminin mekaniği basittir. Güneşten gelen enerji dünyadan yansıdığında ve uzaya geri döndüğünde (çoğunlukla bulutlar ve buzla) veya dünya atmosferi enerji saldığında, gezegen soğur. Dünya güneş enerjisini emdiğinde veya atmosferik gazlar dünyanın saldığı ısının uzaya yayılmasını engellediğinde (sera etkisi), gezegen ısınır. Hem doğal hem de insan olmak üzere çeşitli faktörler dünyanın iklim sistemini etkileyebilen etmenler olarak değerlendirilmelidir.

İklim Değişikliğinin Nedenleri Nelerdir?

Elektrik, ısı ve ulaşım için kömür, petrol ve gaz gibi fosil yakıtların yakılması, insan kaynaklı emisyonların birincil kaynağıdır. İkinci bir ana kaynak ise havadan ayrılmış (veya depolanmış) karbonu serbest bırakan ormansızlaşmadır. Ağaç kesme, orman yangınları ve diğer orman tahribatı biçimlerinin yılda ortalama 8,1 milyar ton karbondioksit saldığı ve tüm küresel CO2 emisyonlarının % 20'sinden fazlasını oluşturduğu tahmin edilmektedir. Hava kirliliğine neden olan diğer insan faaliyetleri arasında; gübre kullanımı (azot oksit emisyonlarının birincil kaynağı), hayvancılık üretimi (sığır, bufalo, koyun ve keçiler başlıca metan yayıcılarıdır) ve salınan bazı endüstriyel işlemler yer alır. lar  Tarım ve yol yapımı gibi faaliyetler de dünya yüzeyinin yansıtıcılığını değiştirerek yerel ısınmaya veya soğumaya yol açabilir.

Gezegenimizin ormanları ve okyanusları, fotosentez ve diğer süreçler yoluyla atmosferdeki sera gazlarını emse de bu doğal karbon yutakları, artan emisyonlara ayak uyduramamaktadır. Ortaya çıkan sera gazlarının birikmesi dünya çapında endişe verici derecede hızlı ısınmaya neden olmaktadır. 20. yüzyılda dünyanın ortalama sıcaklığının yaklaşık 1 derece Fahrenheit arttığı tahmin edilmektedir. Kulağa fazla gelmiyorsa şunu bir düşünün: Son buzul çağı sona erdiğinde ve Amerika Birleşik Devletleri'nin kuzeydoğusu 3.000 fitten fazla buzla kaplandığında, ortalama sıcaklıklar şimdikinden sadece 5 ila 9 derece daha soğuktu.

İklim Değişikliğinin Doğal Nedenleri

Dünya, geçmişte insanlar henüz etrafta olmadan çok önce de ısınma ve soğuma aşamalarından geçmiştir. İklim değişikliğine katkıda bulunabilecek kuvvetler arasında güneşin yoğunluğu, volkanik patlamalar ve doğal olarak oluşan sera gazı konsantrasyonlarındaki değişiklikler yer alır. Ancak kayıtlar, günümüzün iklimsel ısınmasının - özellikle 20. yüzyılın ortalarından beri meydana gelenin- her zamankinden çok daha hızlı gerçekleştiğini ve bunun tek başına doğal nedenlerle açıklanamayacağını göstermektedir.

İklim Değişikliğinin Antropojenik Nedenleri

Daha spesifik olarak, insan faaliyetlerinin ürettiği sera gazı emisyonları, bugün dünyanın hızla değişen ikliminin en önde gelen nedenidir. Sera gazları, gezegeni yaşanabilecek kadar sıcak tutmada önemli bir rol oynamaktadır, ancak atmosferimizdeki bu gazların miktarı son yıllarda hızla artmıştır. ABD Çevre Koruma Ajansı'na göre, mevcut karbondioksit, metan ve azot oksit konsantrasyonları "son 800.000 yılla karşılaştırıldığında eşi benzeri görülmemiş." Gerçekten de, gezegenin iklim değişikliğine en fazla katkıda bulunanı olan karbondioksitin atmosferdeki payı, sanayi öncesi zamanlardan bu yana yüzde 46 artmıştır.

Küresel İklim Değişikliğinin Etkileri

Dünya Ekonomik Forumu'nun Küresel Riskler Raporu 2021'e göre, iklim değişikliğini hafifletememe ve iklim değişikliğine uyum sağlayamama, dünya çapında toplulukların karşı karşıya olduğu "en etkili" risktir - hatta kitle imha silahları ve su krizlerinden bile önceliklidir.

İklim değişikliği küresel ekosistemleri dönüştürürken, yaşadığımız yerlerden içtiğimiz suya ve soluduğumuz havaya kadar her şeyi etkilemektedir. İklim değişikliği herkesi bir şekilde etkilese de, en olumsuz etkilerinin orantısız bir şekilde belirli gruplar tarafından karşılandığı tartışılmaz. Özellikle kadınlar, çocuklar, yerli topluluklar ve ekonomik olarak marjinalize edilmiş kişiler bu etkilenmede en başta yer almaktadırlar. Aslında geniş ifadeyle İklim değişikliği küresel düzeyde bir insan hakları sorunudur.

Küresel Isınmanın Sonuçları

Dünyanın atmosferi ısındıkça yeryüzünden daha fazla su buharlaşarak atmosferde depolanır. Yağış olarak yeryüzüne düşer, ancak durum normalden çok fazla olacağından dolayı normal yağış düzeni de değişir, ıslak alanlar daha ıslak, kuru alanlar ise daha kuru hale gelir.

Yüksek sıcaklıklar, fırtınalar, seller, sıcak hava dalgaları ve kuraklık da dahil olmak üzere birçok doğal afet türünü daha da kötüleştirir ve meydana gelme sıklıklarını artırır. Bu tür olaylar, temiz içme suyu ve gıdaya erişimini tehlikeye atar, kontrolden çıkmış orman yangınlarını körükler, cana ve mala zarar verir, tehlikeli madde sızıntılarına yol açar, havayı kirleterek can kayıplarına yol açar, çok kötü yıkıcı ve maliyetli sonuçları doğurabilir.

Hava kirliliği ve iklim değişikliği ayrılmaz bir şekilde bağlantılıdır ve biri diğerini şiddetlendirir. Dünyanın sıcaklığı yükseldiğinde, havamız kirlenmekle kalmaz (buna bağlı olarak yükselen duman ve kurum seviyeleriyle), aynı zamanda dolaşımdaki küf (aşırı hava ve daha fazla selden kaynaklanan nemli koşullar sayesinde) ve polen gibi daha alerjik kirleticilerle dolar (daha uzun, daha güçlü polen mevsimleri nedeniyle).

İklim Değişikliğinin Sağlığa Etkileri

Dünya Sağlık Örgütü'ne (WHO) göre, "iklim değişikliğinin 2030 ile 2050 arasında yılda yaklaşık 250.000 ek ölüme neden olması beklenmektedir". Küresel sıcaklıklar arttıkça, sıcak stresi, sıcak çarpması ve kardiyovasküler ve böbrek hastalıklarından kaynaklanan ölümler ve hastalıkların sayısı da artacaktır. Hava kirliliği kötüleştikçe, özellikle dünya çapında astımla yaşayan 300 milyon insan için solunum sağlığı daha da kötüleşmektedir; saman nezlesi ve alerji hastalarına eziyet edecek daha fazla polen ve küf meydana gelmektedir.

Şiddetli fırtınalar ve sel gibi aşırı hava olayları yaralanmalara, içme suyu kirliliğine ve temel altyapıyı tehlikeye atabilecek veya toplulukların yerinden olmasına yol açabilecek fırtına hasarlarına yol açabilir.

İnsanların bir felaket nedeniyle yerlerinden edilip göçe zorlanma olasılığı artık kırk yıl öncesine göre yüzde 60 daha yüksek ve yerinden edilmelerdeki en büyük artışlar hava ve iklimle ilgili olaylardan kaynaklanmaktadır. Yerinden edilmenin, kentsel kalabalık, travma, sosyal huzursuzluk, temiz su eksikliği ve bulaşıcı hastalıkların bulaşması gibi kendi sağlık tehditlerini beraberinde getirdiği de unutulmamalıdır.

Kuzey Kutbu, gezegendeki herhangi bir yerden iki kat daha hızlı ısınmaktadır. Buz tabakaları eridikçe, okyanuslarımız bu yüzyılın sonunda 0,95'ten 3,61 fit'e yükselme yolundadır, bunun etkisi kıyı ekosistemlerini ve alçak bölgeleri tehdit etmektedir. Hindistan'da, New York, Miami, Mumbai ve Avustralya'da Sidney gibi dünyanın en büyük şehirlerinden bazıları gibi ada ülkeleri de su altında kalma konusunda risklerle karşı karşıyadır.

Daha Sıcak, Daha Asitli Okyanuslar

Dünya okyanusları, fosil yakıt emisyonlarının dörtte biri ile üçte biri arasında bir kısmını emer ve şu anda sanayi öncesi zamanlara göre yüzde 30 daha asidiktir. Bu asitlenme, su altı yaşamı için, özellikle istiridye ve mercan gibi kireçlenmiş kabukları veya iskeletleri olan canlılar için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Bu, kabuklu deniz ürünleri ve beslenmek için kabuklu deniz hayvanlarına bağımlı olan balıklar, kuşlar ve memeliler üzerinde yıkıcı bir etkisi olacak bir süreçtir. Balıkçılık ve deniz ürünleri üretimine bağımlı olan bazı kıyı toplulukları ve yerel ekonomileri etkileyerek geçim kaynaklarını yok ederek ekonomik yıkıma neden olur ve insan popülasyonlarını zor durumda bırakır. Yükselen okyanus sıcaklıkları ayrıca su altı türlerinin menzilini ve popülasyonunu değiştirir ve tüm resifleri-tüm deniz yaşamının yüzde 25'inden fazlasını destekleyen ekosistemleri-öldürebilecek mercan ağartma olaylarına katkıda bulunu.

Tehlike altındaki ekosistemler

İklim değişikliği, yaban hayatı üzerindeki değişen habitatlara hızlı bir şekilde uyum sağlama baskısını artırmaktadır. Birçok tür daha soğuk iklimler ve daha yüksek rakımlar için arayışa başlamış mevsimsel davranışlarını değiştirerek geleneksel göç modellerini ayarlamaya başlamışlardır. Bu değişimler, tüm ekosistemleri ve bunlara bağlı karmaşık yaşam ağlarını da temelden değiştirebilecek etkiler meydana getirebilir.

2020'de yapılan bir araştırmaya göre, 2070 yılına kadar tüm hayvan ve bitki türlerinin üçte biri yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir. Başka bir araştırma, memelilerin, balıkların, kuşların, sürüngenlerin ve diğer omurgalı türlerinin olması gerekenden çok daha hızlı yok olduğunu göstermiştir. İklim değişikliği, kirlilik ve ormansızlaşma ile bağlantılı bir fenomen - hepsi birbirine bağlı tehditler. 2021'in başlarında, iklim ve biyoçeşitlilik uzmanları bu karşılıklı bağlantıları gösteren ve her iki cephede eşzamanlı eylemi teşvik eden ortak bir rapor yayınlamıştır. Bu raporda, iklim değişikliğinden kaynaklı daha ılıman kışlar ve daha uzun yazlar, tüm ormanları tehlikeye atan ağaçları öldüren böcekler ve diğer bazı türlerin gelişmesini sağladığı belirtilmiştir.

İklim Değişikliği Gerçekleri

İklim inkarcılarının ve fosil yakıt uşaklarının iddia ettiklerine (örneğin, küresel ısınma biliminin “yerleşmiş olmaktan uzak ” olduğu) rağmen bu konuda tartışılacak hiçbir şey yoktur. İklim değişikliği küresel boyutta bir gerçektir. Bu fenomeni değerlendiren en önde gelen uluslararası bilimsel kuruluş olan Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin (IPCC) sözleriyle, “iklim sisteminin silahlanması kesindir ve 1950'lerden beri, gözlemlenen değişikliklerin birçoğunun eşi benzeri görülmemiştir.

Dünyanın şimdiden nasıl değiştiğini anlamak için iklim bilimcisi olmaya gerek yok. 2010'dan 2019'a kadar olan son on yılımız, son 1.300 yıldaki ortalama sıcaklıklardan daha fazla olmuştur. İkinci sıcak on yılı ise ondan önceki on yıl almaktadır (2000-2009). Ve yeni on yılın ilk yılı olan 2020, şimdiye kadar kaydedilen en sıcak bireysel yıl için 2016 yılı ile eşit değerlere sahip olmuştur. Artan bu sıcaklarla birlikte tabi ki daha sık ve daha şiddetli hava olaylarıyla ilgili afetlerde meydana gelmiştir. 2021'in ilk yarısına ABD'nin batısında ve Kanada'da rekor sıcaklık, kuraklık ve orman yangınları ve rekor düzeyde yağış ve sel damgasını vurmuştur. Acil bir iklim eylem planı olmazsa, bu rekorların uzun süre rekor olarak kalmayacağı açıktır. Bu rekorlar, gelecek birkaç yıl veya daha kısa bir süre sonra kırılacaktır. NRDC bilim adamı Vijay Limaye “İklim değişikliğinin bu tehlikeli etkileri, gezegenimizi istikrarsızlaştıran kirliliği engelleyemediğimiz her yıl daha da kötüleşecek.” Demektedir.

Bu endişe verici gidişatı tersine çevirme sorumluluğu biz insanlara aittir. Aktif olarak yayın yapan iklim bilimcilerinin en az yüzde 97'si, insanların iklim değişikliğinin önde gelen itici güçleri olduğu konusundaki fikir birliğini desteklemektedirler. IPCC'nin -en yüksek derecede güvenle- belirttiği gibi, “1951'den 2010'a kadar küresel ortalama yüzey sıcaklığında gözlenen artışın yarısından fazlasının, sera gazı konsantrasyonlarındaki insan kaynaklı artış ve diğer insan kaynaklı zorlamalardan kaynaklanmış olması son derece muhtemeldir. ”

No comments:

Post a Comment

Yorumunuz İçin Teşekkürler

Powered by Blogger.