OKALİPTÜS - SO

Son Güncellemeler

OKALİPTÜS

OKALİPTÜS (Eucalyptus Sp.)

İngilizce Adı: Redgum

Mahalli Adları: Sağlık ağacı, Sıtma ağacı, Bataklık ağacı, Kızıl okaliptüs.

GENEL BİLGİ:

Myrtaceae familyasının bir cinsi olan okaliptüslerin anavatanı Avustralya’dır. En son tespitlere göre 700’e yakın türü ve pek çok da varyetesi bulunmaktadır. Çok hızlı büyüyen okaliptüsler kış-yaz yapraklarını dökmeyen, yaprakları düz kenarlı, söğüt yaprağı ya da tırpan şeklinde, karşılıklı dizilişli ağaçlardır. Gövde ve dal kabukları plakalar halinde gövdeden ayrılır. Çiçekler tek tek olabildiği gibi türlere göre şemsiyemsi konumda da olup sarı, beyaz veya kırmızı renktedir.

Ülkemizde 19. yy. lın son yıllarında Mersin-Adana demiryolu üzerindeki istasyonlara gölge ve süs ağacı olarak ekilmek amacıyla getirilmiştir. Güney Ege ve Akdeniz sahillerinde yayılış göstermektedir. E. rostrata (Syn: E. camaldulensis), E. globulus, E. robusta ve E. viminalis ülkemizde yayılış göstermekte olup, soğuğa dayanma kabiliyeti olan bazı türlerin de daha iç ke-simlerde yetiştirilebilmesi mümkündür. Bu türlerden E. rostra Syn: E. camaldulensis en yaygın bulunan türdür. Yapraklarından limon esansı elde edilen E. citriodora türünün Tarsus Karabucak orman fidanlığında denemesi yapılmaktadır.

BİTKİNİN TEŞHİSİ:

Ülkemizde Ege ve Akdeniz Bölgesinde yaygın olarak bulunan türlerin tek tek ele alınması faydalı olacaktır.

E. camaldulensis Oehnh. (Syn: E. rostrata Schlecht.): Kıyı okaliptüsü, kızıl okaliptüs olarak bilinir. 30-45 m. boy ve 2 m. gövde kalınlığında, gençlikte dağılan yaşlandıkça ise derine inen kök yapısına sahip ağaçlardır. Bataklık çevreleri, akarsu kıyıları ve besin yönünden güçlü topraklarda yetişip, -6°C ile + 41 °C arasındaki sıcaklıklarda yaşayabilirler. Düşük rakımlarda ve sulak arazilerde gövde yapısı eğricedir. Ülkemizde en yaygın olarak bulunan bu tür kapalı meşcerelerde piramidal, tek ağaç halinde ise yaygın bir tepe yapar. Bu ağacın gövde kabukları açık kırmızı ile gümüşi renk arasındadır. Dallanma yaklaşık olarak 15 m. den itibaren başlar. Yapraklar yaz-kış daima yeşil, genç sürgünlerde yuvarlağa yakın oval (6-9 cm. uzunluk ve 2.5-4 cm. eninde) yaşlı ağaçlarda ise ince uzundur (12-22 cm. uzunluk ve 1-2.5 cm. ende). Yaprakların üst yüzleri parlak boz yeşil alt yüzleri ise boz yeşil renkte fakat mattır. Yaşlı yapraklar 1 -3 cm. uzunluğunda sapla dala birleşirler. Senenin her mevsimine ağaç üzerinde gruplar halinde beyaz renkte çiçek bulunur. Çiçek sapı 3-4 mm. kuruluş sapı ise 10-15 mm. uzunluğundadır.

E. globulus Labill.: 65 m.ye kadar boylanan bu tür, kumlu ve alüvyal toprakları sever. Yetişme alanındaki bataklıkları kurutma özelliğine sahiptir. 750 m. rakıma kadar -6°C’den daha soğuk olmayan yerlerde yetişebilir. Gövde yapısı düzgün olup gövde ve dallardaki sarımsı renkteki kabuklar uzun şeritler halinde ayrılarak sarkarlar. Alttan gelen yeni kabuk gümüşi mavi renktedir. Yaprakları uzun olup kılıcımsı bir görünüme sahiptir. Sülünlerdeki yapraklar 7-12 mm. uzunlukta ve 3-4 cm. eninde, yaşlı yapraklar ise 15-30 cm. uzunluğunda ve 3-4 cm. eninde almaçlı diziliştedir. Uçucu yağ oranı bu türün yapraklarında daha fazladır. Yetişme bölgesinde kendi cinsindeki ağaçların dışındaki türlerin yaşama şansı, E. globusun aşırı su çekme kabiliyeti sebebiyle hemen hemen yoktur. Beyaz renkteki çiçekleri sapsız ya da çok kısa saplıdır. 1 ya da 3’ü bir arada bulunur. Odunu sarımsı kahverengidir.

E. viminalis: Anavatanında 100 m. boy ve 5 m. gövde çapına ulaşan bu tür ülkemizde 20-25 m. Ender olarakta 45 m. boy ve 1.5 m. gövde kalınlığı yapabilmektedir. Kabukları açık mavi, yeşilimsi gri renkte olup uzun şeritler halinde sıyrılır. Çok dallı yapıda olan bu -10 C° de E globulus ile E. rostrata’nın köklerinin ahi donmasına rağmen hayatiyeni muhafaza eder.

Tepe yapısı piramidal, dalları söğüt dalları gibi sarkıktır. Genç fertlerde yapraklar karşılıklı dizilişli olup yaşlandıkça sarmal bir hal alır. Yapraklar ince uzun yapıda, alt ve üst satıhları bölgedeki hakim rüzgar yönüne paralel konumdadır. Genç yapraklar 5-10 cm. uzunlukta, 1.5-3 cm. ende olduğu halde yaşlı yapraklar 11- 18 cm. uzunlukta 1.5-2 cm. endedir. Beyaz renkteki çiçekli yaprakların koltuğunda üçlü şemsiye kuruluşunda bulunurlar. Ocak-Mart ve Eylül-Kasım dönemi olmak üzere yılda 2 kez açarlar. Bu türün odunu da solgun sarı veya pembe renktedir.

E. robusta: 30-35 m. boy ve 1.20 m. gövde çapı yapabilen bu türün gövdesi dik ve oldukça muntazamdır. Gövde kabukları lifli yapıdadır. Dallarının kabukları ise oldukça parlak, adeta cilalı görünümdedir. Çukur ve nemli yerleri, killi ve kumlu toprakları sevip 500 m, rakıma kadar çıkabilirler. Gövde kabukları oluklar halinde yarılmış vaziyette ve kırmızımsı esmer renkte, yapraklar ise geniş yapılı ve üst yüzleri parlak yeşil renktedir. Genç yapraklar 11 cm. uzunlukta, 3-7 cm. eninde olgun yapraklar ise 11-18 cm. uzunluğunda ve 4-8 cm. enindedir. Bu türün çiçekleri açık sarı renkte olup, Mayıs-Eylül ayları arasında açar.

DİĞER BİTKİLERLE KARIŞTIRILMASI:

Okaliptüslerin diğer yapraklı ağaçlarla karıştırılması söz konusu değildir. Ancak kendi türlerinin karıştırılması halinde teşhis bölümündeki bilgilerden faydalanılarak ayırt edilebilirler.

KULLANILAN BÖLÜMLERİ:

Yaprakları ve kabukları.

TOPLAMA ZAMANI VE ŞEKLİ:

Okaliptüs yaprakları, öncelikle kesim çalışması yapılan okaliptüs ormanlarında dallardaki yaprakların koparılması şeklinde toplanır. Toplama işleminin yağışlı havada yapılmaması gerekmektedir. Zira aşırı rutubet sonucunda fermentasyonla yapraklar madde kaybına uğramaktadır. Toplama için en uygun zaman yaz ayları sonudur (en geç Eylül ayı sonu). Kesim yapılmayan ağaçlarda yaprak toplama ise, yukarda belirtilen zamanlarda, gelişmesini sona erdirmiş yani yaşlı ağaçların ve yaşlı yapraklarının toplanması şeklinde yapılmaktadır. Genç yaprakların kullanılması hem ağacın hayatiyeti açısından hem de etken maddelerin bulunma oranının düşüklüğünden dolayı doğru değildir. Ortalama olarak bir ağaçtan 2-5 kg. yaprak toplanmaktadır.

KURUTMA ŞEKLİ VE DEPOLANMASI:

Toplanan okaliptüs yaprakları kullanım alanı yakınsa derhal fermentasyona ve kızıllaşmaya meydan vermeyecek şekilde çuvallanarak nakledilir. Aksi halde gölgelik alanlarda ya da özel kurutma tesislerinde karıştırılarak kurutulur. Kurutulan yapraklar 25-30 kg. lık partiler halinde kanaviçelere sarılıp, çuvallanır. Fazla sıcak ve rutubetli olmayan havadar depolarda depolanır. Sıcakta depolanması ve güneşte kurutulması sonucu kızıllaşma meydana gelir.

ETKEN MADDELERİ VE BULUNMA ORANLARI:

Toplanan okaliptüs yaprakları destilasyona tabi tutularak türlere göre % 3 ile 5 arasında değişen oranlarda uçucu yağ elde edilir. Bu yağ genellikle NaOH ile muamele edilerek acılığı giderildikten sonra ikinci kez destile edilir ve ticarete çıkarılır.

Bu uçucu yağın yaklaşık olarak % 80-90’ı okaliptol ile bir miktar terpineol ve izo borneol ihtiva eder. Kimya, ilaç ve kozmetik sanayiindeki geniş kullanım alanı bulmasındaki en önemli faktör uçucu yağda bulunan okaliptoldur. Literatürden elde edilen bilgilere göre yaklaşık olarak 100 kg. yapraktan 91.1 gr. okaliptol elde edilebilmektedir.

Bunun yanısıra E. viminali lifli kabuklarının extraksiyonundan da “kino” adı verilen tanenli bir madde elde edilebilmektedir. 100 gr. taze kabuktan 12.7 gr. su, 1.52 gr. tanenli madde ve 3.15 gr. tanensiz madde elde edilebildiği literatürde yer almaktadır. Kurutulmuş kabuklardan elde edilen tanenli madde ve oranı biraz daha fazla olmaktadır.

SANAYİDEKİ KULLANIM ALANI:

Yaprakların destilasyonu sonucunda elde edilen ve kimya sanayiinde kıymetli maddelerinden biri olan okaliptol ilâç sanayiinde solunum yoluyla haricen kullanılan solunum yolları antiseptiklerinin ve dahilen kullanılan idrar yolları antiseptiklerinin yapımında kullanılır. Barsak parazitlerini düşürücü etkisi olduğundan bu amaçla hazırlanan preparatların bileşiminde yer alır. Bazı diş gargaraları ve diş macunlarının bileşiminde yer alır. Yine enfüzyonil hazırlanarak bronşit ve öksürüklere karşı kullanılmaktadır. Ayrıca şekercilikte ve likör yapımında da kullanılır.

HALK ARASINDAKİ KULLANIM ALANI:

Okaliptüs yaprakları yöre halkı tarafından çay gibi demlenerek (enfüzyonu hazırlanarak) içilmek suretiyle ve sıcak buharı teneffüs edilmek suretiyle astım, bronşit, sinüzit ve mide ağrılarına karşı kullanılır. Ayrıca böcek sokmaları ve yaralara karşı da antiseptik olarak kullanılmaktadır. Bataklıkların okaliptüs ekimiyle kurutulması yere halkını sivrisinekten ve sıtma tehlikesinden korumaktadır.

DROG OLARAK ÖZELLİKLERİ:

Nefes ve bronşları açıcı, solunum yolları antiseptiği, idrar yolları antiseptiği ve barsak parazitlerim düşürücü özellikleri vardır.

No comments:

Post a Comment

Yorumunuz İçin Teşekkürler

Powered by Blogger.