ADAÇAYI (Salvia officinalis L.)
İNGİLİZCE ADI: Garden sage.
MAHALLİ ADLARI: Adaçayı, Ayı kulağı, Misk adaçayı, Diş otu.
BİTKİ HAKKINDA GENEL BİLGİLER:
Lamiaceae (Labiatae)
Ballıbabagiller familyasının bir cinsidir. Adaçayı türü dünya genelinde özellikle,
tropik ve subtropik bölgelerde dağınık olarak bulunurlar. Türkiye’de yaklaşık
olarak 90 kadar Adaçayı (Salvia) türünün bulunduğu bildirilmektedir. Adaçayları
bir ya da çok yıllık, çoğunlukla güzel kokulu, çalı görünümünde ve tüylü bitkilerdir.
Ülkemizde, Akdeniz ve Ege bölgelerinde; dağlarda, steplerde, tarım arazileri
civarında ve ormanlık sahalarda görülürler. Tıbbi özelliği olan Salvia
officinalis L. tohumu temin edildiğinde kolaylıkla kültüre alınarak
yetiştirilebilen bir bitkidir.
BİTKİNİN TEŞHİSİ:
S. officinalis L:
Ülkemizde tabii olarak yetişmeyip ancak kültürü yapılan ve tıbbı özelliği olan
bu tür 30-50 cm yüksekliğinde, çok yıllık ve mor çiçeklidir. Yaprakları; oval
biçimli 3-8 cm. uzunluğunda, 1-4 cm eninde ve kenarları ince dişlidir.
Yaprakların iki yüzü de gümüşi renkteki sık tüylerle kaplıdır. Uzun bir sapla
dala tutunmuş vaziyettedirler.
Salvia cretica L.:
S. officinalis'e göre daha uzun boylu ve dalları odunsu yapıdadır. Kışa daha
dayanıklı olan bu tür, Salvia officinalis'le karıştırılan türdür. Yaprakları
4-5 cm. uzunluğunda, 2-2.5 cm. enindedir. Yaprak ayasının sapa tutunduğu yerin
hemen altında 1 kulakçık bulunur. Bu özellikleri ise S. Officinalisden
ayrılabilir.
Salvia triloba L.
(Syn: S. fruticosa Milller).: Anadolu Adaçayı ya da elma çalbası olarak bilinen
bu tür özellikle batı bölgelerimizde yaygın olarak bulunur. Üç parçalı olan yaprakları
“salvigenin" isimli bir madde taşır. Salvia officinalis’le karıştırılarak
onun yerine kullanılan bir türdür. Dağ elması ya da elma otu olarak bilinen bu
tür 0.50-1.50 m. boyunda çok yıllık bir türdür. Yaprakları 2-5 cm. uzunluğunda
ve ovale yakın biçimde olup, dip kısmında iki kulakçık vardır. Bu türe dağ
elması veya elma otu denilmesinin sebebi bu türün bazı dallarında küçük elmaya
benzeyen mazıların bulunmasındandır.
Salvia sclarea L.:
Ayı kulağı, misk adaçayı veya tüylü adaçayı olarak bilinen bu iki veya çok
yıllık bitkinin leylak renginde ya da uçuk mavi renkli çiçekleri vardır.
Yaprakları kalp biçiminde ve tüylüdür. Ülkemizde yaygın olarak bulunan bir
türdür.
DİĞER BİTKİLERLE KARIŞTIRILMASI:
Tıbbi Adaçayı yani S. officinalis L.
ticarette ve kullanım alanlarında, teşhis bölümünde de belirtildiği gibi tıbbi
değeri olmayan S. Cretica ve S. Triloba ile karıştırılmaktadır.
TOPLAMA ZAMANI VE ŞEKLİ:
İlaç hammaddesi olarak kullanılacak Adaçayının (S. officinalis L.) hasadı
Haziran-Temmuz ayları arasındaki çiçek açma döneminden önce Mayıs-Haziran
ayları arasında yapılmalıdır. Hasat; Adaçayları keskin bir bıçakla yaprağa
yakın yerden kesilmek suretiyle yapılır. Tıbbi amaçla kullanılmayacak bitkiler
ise ilkbahar ve sonbahar olmak üzere yılda iki kez hasat edilebilir.
KURUTMA ŞEKLİ VE DEPOLANMASI:
Hasat edilen Adaçayları hazırlanmış
gölgelik yerlerde, ya da kurutma tesislerinde özenle karıştırılarak kurutulur.
Uzun saplarından ayrılan yapraklar 15-20 kg. Iık bez çuvalların içine
doldurularak rutubetsiz ve havalandırılabilen depolarda muhafaza edilirler.
600-900 kg. yapraktan iyi bir kurutma sonucunda 120-180 kg. kuru yaprak elde
edilir.
ETKEN MADDELERİ VE BULUNMA ORANI:
Adaçayları türlerine göre
etken maddeler ve bulunma oranları değişiklik gösterir.
Salvia officinalis L.
Bu türün yapraklarının destilasyonu sonucunda acı bir madde olan pikrosalvin
saponin, kateşik tanen ve %1-2,5 oranında uçucu yağ elde edilir. Sarımsı yeşil
renkli uçucu yağın ise %30 50’si thujon, %15’i sineol ve %10 kadarı da borneol dur.
S. triloba L.:
Yapraklarında ise triterpenler, salvigenin ve halk arasında “elma yağı"
adı verilen % 3 oranında uçucu yağ elde edilir. Bu yağda da %61,8 oranında
sineol bulunur. Bu iki yaprağın toz halinde karıştırılmasında ise analiz
sonucunda, ortaya çıkan salvigenin maddesi türlerin ayırımında yardımcı olur.
SANAYİDEKİ KULLANIM ALANI:
Adaçayı (S. officinalis L.) yapraklarının enfüzyonu ilâç sanayiinde gargaralar ve şurupların bileşimine girerek boğaz ağrıları ve iltihaplarına karşı kullanıldığı gibi, dezenfekten, antiseptik, olarak bunun yanında da mide ve barsak spazmlarını çözücü ilâçların yapımında değerlendirilir. Ayrıca hoşa giden kokuları sebebiyle kozmetik sanayiinde de geniş kullanım alanı bulunmakta, özellikle dinlendirici vasıftaki banyo köpüklerinin imalinde kullanılmaktadır. Son yıllarda tedavi edici özelliği olan diğer bitkilerle karıştırılıp poşetler halinde hazırlanan çayları da piyasaya çıkmaktadır. Uçucu yağda bulunan thujol zehirli bir madde olup; düşük dozlarda titreme ve halüsinasyon yüksek dozlarda da saraya benzer titremeler akabinde uyuşukluk ve bitkinlik şeklinde etki ettiğinden günlük maximum doz önemli olup, genellikle enfüzyonu kullanılır.HALK ARASINDAKİ KULLANIM ALANI:
Halk arasında çay gibi demlenerek (enfüzyonu)
boğazdaki iltihaplanmalar, yorgunluk, sinir zafiyetine karşı kullanılır. Ayrıca
bal ve sirke ile karıştırılarak ruhi depresyonlar, şiddetli soğuk algınlıkları
ve bazı kadın hastalıklarına karşı kullanılmaktadır. İshal kesici ve iştah
arttırıcı olarak da faydalanılmaktadır.
No comments:
Post a Comment
Yorumunuz İçin Teşekkürler