Biyo-güvenlik Nedir? - SELIM ORMANCILIK
Mühendislik - Danışmanlık

Son Güncellemeler

Biyo-güvenlik Nedir?

Biyo-güvenlik (Biosafety)

1) İnsan, hayvan ve bitki sağlığı ile çevre ve biyolojik çeşitliliği korumak için GDO'lar  ve ürünleri ile ilgili faaliyetlerin  güvenli bir şekilde  yapılması.

Biosafety

2) Bitki genetik kaynaklarını, bitki, hayvan ve insan sağlığını veya çevreyi olumsuz olarak etkileyebilecek   biyo teknoloji uygulamalar,   transgenik bitkiler ile diğer organizmaların ve özellikle  mikroorganizmaların  çevreye salınması konusunda gerçekleştirilecek güvenlik tedbirleri.

Biyo-güvenlik (Biosafety), biyolojik materyallerin (örneğin, mikroorganizmalar, bitkiler, hayvanlar veya genetik olarak değiştirilmiş organizmalar) insan sağlığı, hayvan sağlığı ve çevre üzerindeki potansiyel olumsuz etkilerini önlemek ve kontrol altına almak amacıyla alınan tedbirler ve uygulamalar bütünüdür.

Biyo-güvenliğin Amaçları:

  1. İnsan Sağlığını Koruma:Hastalık yapıcı mikroorganizmaların laboratuvar kazaları veya biyolojik araştırmalar sırasında insanlara bulaşmasını önler.

  2. Çevreyi Koruma:Genetik olarak değiştirilmiş organizmaların (GDO'lar) doğal ekosistemlere zarar vermesini engeller.

  3. Hayvan ve Bitki Sağlığını Koruma:

    • Zoonotik hastalıkların (hayvandan insana bulaşan hastalıklar) yayılmasını önler.
    • Tarım ürünlerinin ve hayvancılığın biyolojik tehditlere karşı korunmasını sağlar.
  4. Genetik ve Biyolojik Araştırmaların Güvenliği:Genetik mühendislik uygulamalarında biyogüvenlik protokolleri oluşturarak, riskleri en aza indirir.

Biyo-güvenlik Uygulama Alanları:

  1. Laboratuvar Çalışmaları:Tehlikeli biyolojik ajanlarla çalışan laboratuvarlarda güvenlik önlemlerinin alınması, biyogüvenliğin temel alanlarından biridir.

  2. Genetik Mühendislik ve Biyoteknoloji:Genetik olarak değiştirilmiş organizmaların çevreye veya insanlara zarar vermemesi için sıkı denetimler ve risk değerlendirmeleri yapılır.

  3. Tarım ve Hayvancılık:Yeni hastalıkların yayılmasını önlemek için biyogüvenlik tedbirleri alınır (örneğin, ithal edilen bitki ve hayvanların karantina süreçleri).

  4. Halk Sağlığı ve Hastalık Kontrolü:Bulaşıcı hastalıkların yayılmasını önlemek için karantina, aşı uygulamaları ve sağlık protokolleri geliştirilir.

Biyo-güvenlik Risk Seviyeleri:

Biyolojik materyallerin risklerine göre sınıflandırıldığı biyogüvenlik seviyeleri (BSL - Biosafety Level) şu şekilde kategorize edilir:

  1. BSL-1 (Düşük Risk):

    • İnsan sağlığına zararı olmayan veya çok düşük risk taşıyan biyolojik ajanlarla çalışmayı kapsar.
    • Örnek: E. coli’nin zararsız suşları.
  2. BSL-2 (Orta Düzey Risk):

    • İnsanlara bulaşabilecek ve hafif hastalıklara neden olabilecek ajanlarla çalışılır.
    • Örnek: Staphylococcus aureus.
  3. BSL-3 (Yüksek Risk):

    • Solunum yoluyla bulaşabilecek ciddi veya ölümcül hastalıklara neden olabilen biyolojik ajanları kapsar.
    • Örnek: Tüberküloz bakterisi (Mycobacterium tuberculosis).
  4. BSL-4 (En Yüksek Risk):

    • Ölümcül ve bilinen bir tedavisi olmayan biyolojik ajanlarla çalışmayı içerir.
    • Örnek: Ebola virüsü.

Biyo-güvenlik Önlemleri:

  1. Koruyucu Ekipman Kullanımı:Laboratuvarlarda maske, eldiven, koruyucu gözlük ve özel giysilerin kullanımı.

  2. Karantina ve İzolasyon:Hastalıklı bireylerin veya enfekte olmuş organizmaların çevreden izole edilmesi.

  3. Atık Yönetimi:Biyolojik materyallerin güvenli bir şekilde bertaraf edilmesi.

  4. Eğitim ve Farkındalık:Laboratuvar çalışanlarının ve araştırmacıların biyogüvenlik konusunda eğitilmesi.

  5. Yasal Düzenlemeler ve Denetimler:Genetik mühendislik uygulamalarında ulusal ve uluslararası düzenlemelere uyulması.

Biyo-güvenlik ve GDO’lar (Genetik Olarak Değiştirilmiş Organizmalar):

Genetik olarak değiştirilmiş organizmaların potansiyel riskleri nedeniyle biyogüvenlik, GDO’lar için sıkı bir şekilde uygulanır. Bu süreçte şunlar yapılır:

  • Çevresel risklerin değerlendirilmesi.
  • GDO’ların çevreye salınması durumunda oluşabilecek etkilerin izlenmesi.
  • Biyoteknoloji ürünlerinin kullanımına yönelik etik kuralların belirlenmesi.

Biyo-güvenlik ve Biyoterörizm:

Biyogüvenlik, biyoterörizm tehdidiyle mücadelede önemli bir rol oynar. Tehlikeli biyolojik ajanların kötüye kullanımını önlemek için şu tedbirler alınır:

  • Riskli biyolojik maddelere erişimin sınırlandırılması.
  • Laboratuvar güvenlik protokollerinin sıkılaştırılması.
  • Tehlikeli ajanların uluslararası taşınmasının denetlenmesi.

Biyo-güvenlik ve Biyoetik İlişkisi:

Biyogüvenlik uygulamaları, çevreye, insanlara ve diğer organizmalara zarar verme potansiyeli olan biyoteknolojik faaliyetlerde etik kurallar çerçevesinde hareket edilmesini gerektirir.

Sonuç:

Biyogüvenlik, hızla gelişen biyoteknoloji ve genetik mühendislik alanlarının güvenli ve sürdürülebilir bir şekilde ilerlemesini sağlamak için kritik bir unsurdur. İster laboratuvar çalışmaları, ister tarımsal faaliyetler, isterse kamu sağlığı olsun, biyogüvenlik uygulamaları, biyolojik riskleri kontrol altında tutarak çevresel ve toplumsal güvenliği sağlamayı amaçlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz İçin Teşekkürler

Blogger tarafından desteklenmektedir.