BAKLA

baklaBakla (Vicia faba)

Baklagiller familyasına ismini veren hem gıda hemde hayvan yemi olarak yetiştirilen tek yıllık bir sebze çeşididir. 

Baklagiller olarak adlandırılan familyada; fasulye, nohut, mercimek ve börülce gibi zengin  protein içeren diğer sebzeler de yer alır. 

Ortalama 120 – 200 günlük nispeten uzun sayılabilecek bir vejetasyon dönemine sahiptir. Diğer yandan, Fasulye, Börülce ve Bezelye gibi bitkilere göre soğuklara biraz daha dayanıklılık gösterir.

Anavatanı, Güneybatı Asya ve Kuzey Afrika'dır. Türkiye'de ise en çok Ege, Marmara ve Akdeniz bölgelerinde yetiştirilir. Tüm bölgelerde rahatlıkla yetiştiriciliği yapılabilecek ve özelliklere sahip olsa da  iklim ve toprak koşulları gibi detaylara dikkat edilmelidir.

İklim İstekleri

Bakla Yetiştiriciliği yapılan bölgelerde vejetasyon dönemi ortalama 120 – 200 gün arasında değişmektedir. Yağışlar, düzenli ve bol olmalıdır yada sulama yapılabilecek noktalarda  ekim yapılmalıdır. İklimsel açıdan bakıldığında yağışlı ve rutubetli bölgeler bakla için uygundur. 

Taze bakla üretimi genellikle kış ve ilkbahar döneminde yapıldığından dolayı bu tarz üretim yapacak olanların kurak ve soğuk iklime sahip noktalarda üretim yapma konusunda dikkat etmeleri gerekir.

Bakla ekiminden sonra çimlenerek toprak yüzeyine çıkan süreçte havanın -4, -6 °C’nin altına inmemesi istenir. -10 °C’den daha düşük  sıcaklıklarda ise bakla fideleri soğuktan donarak ölür.

Toprak sıcaklığı +9 °C, hava sıcaklığının ise +(10 – 14) °C arasında olan ortamlar baklanın çimlenmesi için gerekli en ideal sıcaklıklardır. Çimlenen bakla fidelerinin gelişebilmesi için gereken optimum sıcaklık aralığı ise +10 °C ile +20 °C arasındadır.

Çimlenme dönemindeki yaşanabilecek aşırı yağış, aşırı sulama yada kuraklık gibi durumlar baklada verim düşüklüğüne sebep olabilir. Ülkemizde özellikle Akdeniz ve Ege Denizlerinin etkisinde kalan alanlar bakla yetiştiriciliği açısından en ideal hava şartlarını sağlar.

Bakla botanik özellik olarak uzun gün bitkisidir. Kısa günlerin yaşandığı dönemlerde  ise yeşil kısımlar daha iyi gelişir. Ancak iyi bir gelişme için günlük ışık alma süresinin 12 saat ve üstünde olması gerekir.

Bakla Üretiminde İdeal Toprak Özellikleri

Bakla; derin, geçirgen, organik madde bakımından zengin ve su tutma kapasitesi yüksek topraklarda en iyi gelişimi gösterir.

Eğer erken üretim yapılması düşünülüyorsa, hafif kumlu topraklar, Yüksek Verim elde edilmek isteniyorsa alüviyal topraklar ile ıslah edilmiş turba topraklar tercih edilmelidir. pH değeri 7- 7,5 arasında olmasına dikkat edilmelidir. Asit karakterli topraklarda topraklarda bitkinin gelişimi oldukça yavaş olur buna bağlı olarak da verim düşer. 

Bakla Yetiştiriciliğinin Süreçleri

  • Toprağın Hazırlığı
  • Tohum Ekim
  • Bakım (Ot Alma, Çapa, Gübreleme, vb..)
  • Sulama
  • Olgunluğa Ulaşması, 
  • Hasat
  • Depolama
  • Kullanıma sunulması

Toprak Hazırlığı ve Tohum Ekimi

Bakla bitkisi kışlık veya yazlık olarak ekilebilir. Kışlık ekim yapılacaksa ekim yapılacak olan arazi anızdan sonra sürülerek  ekim için hazır hale getirilir. Yazlık ekim yapılacak olması durumunda ise toprak anız bozumundan sonra derince sürülerek dinlenmeye bırakılır. Ekilecek arazi derince sürülmeli ve yabani otlardan arındırılmış olmalıdır. 

Kışı aylarında yapılacak tohum ekimi uygun bölgelerde Ekim-Kasım aylarında başlayarak ilkbahara kadar devam ettirilebilir. Genellikle ilk turfanda bakla ürünleri nispeten daha ılık kış şartlarına sahip ve deniz iklimine yakın olan Akdeniz ve Ege Bölgelerinde Ekim ayı ortalarından başlanarak kasım ayı sonuna kadar yapılan ekimler neticesinde üretilmektedir.

Orta Anadolu gibi kış şartlarının nispeten daha soğuk ve sert geçtiği bölgelerde ise ekim işlemleri Mart–Nisan aylarında yapılmalıdır. Doğu Anadolu gibi geç don olayların yaşandığı bölgelerde ise Mayıs ayında ekim yapılması daha uygundur.

Tohum ekimi 3 farklı şekilde yapılabilmektedir.

1-Serpme Usulü Ekim: Bu yöntemde, hem birim alana çok fazla tohum gitmesi bakımından tohum maliyeti artar hem de bakım işlerinin zor ve daha maliyetli olmasına neden olur. Bu sebeplerden dolayı çiftçilerin pek tercih ettiği bir yöntem değildir. Ayrıca bu yöntemle yapılan ekimlerde çimlenen tohumların aralık mesafeleri oldukça düzensizdir.

2-Ocak Usulü Ekim: Daha çok küçük alanlarda yapılan bakla yetiştiriciliği çalışmalarında tercih edilen bir ekim sistemidir. 30 – 50 cm. aralık mesafe kullanılarak açılan ocaklara 2 – 3 adet bakla tohumu bırakılarak üstü toprakla kapatılır ve üzeri hafifçe bastırılarak bırakılır. Daha büyük alanlarda yapılacak olan üretimlerde bu işlem oldukça uzun ve zahmetli bir yöntem olacağından dolayı tercih edilmemektedir. 

3-Sıra Usulü Ekim: Daha büyük alanlarda yapılacak bakla yetiştiriciliğinde tercih edilen yöntemdir. Baklanın gelişme ve dallanma kuvvetine, yapılacak olan sulama şekline, çapa işlerinin el veya makine ile yapılma imkanlarına göre  40-70 cm  aralık mesafelerde tohum ekimi yapılır.

Bakla tohumları çimlenme dönemlerinde fazla su istemelerinden dolayı ekimin derin yapılması gereklidir. Ekim derinliği, tohumun iriliğine ve toprak yapısına göre değişiklik gösterebilir. İri tohumlu baklaların ekim derinliği 7–8 cm, Küçük tohumlu baklalarınki ise 5–6 cm olmalıdır. Ağır topraklardaki ekim derinliği 5–6 cm, Hafif Bünyeli Topraklarda ise 8–10 cm arası uygundur.

Bakım İşleri

Ekilen bakla tohumları 10-15 gün içerisinde çimlenerek toprak yüzeyinde görülebilir hale gelirler. Çimlenme sonrasında ortalama olarak 8 – 10 cm boyuna ulaşan bakla fideleri için ilk çapalama işlemi  yapılarak bitkilerin boğazları doldurulmalıdır. Çiçek açmadan önce ikinci çapalama işlemi de yapılarak toprak kabartılmalı, kaymak tabakası denilen kısım kırılmalı ve yabani otlar ortamdan temizlenmelidir.  Çiçeklenme döneminde ise çiçeklerde dökülme olabileceğinden dolayı çapalama yapılmamalıdır. Bitkinin ekildiği alan yabancı otlardan arındırılmak için uygun selektif ot ilaçları ilede ilaçlanabilir.

Sulama  

Bitkinin gelişme sürecinde eğer havalar kurak gidiyorsa çimlenmeden önce en az bir kere sulama yapılması gerekmektedir. Meyve bağladıktan sonra ise belirli aralıklarla sulama işlemi yapılabilir. Özellikle ilkbahar döneminde eğer hava koşulları yağışlı ve nemli değilse düzenli ve devamlı sulama verimin artmasında önemlidir.

Gübreleme 

Eğer tohumların ekimi ilkbaharda yapılacak ise bir önceki sonbaharında, Ekim ayından önce dekar başına 2-3 ton olacak şekilde iyi vasıflı yanmış çiftlik gübresi verilmelidir. Bitkinin kaliteli ve yüksek verime sahip olmasını sağlamak adına bitki nodozitelerini oluşturuncaya kadar az miktarda azotlu gübreye ihtiyaç duyulabilir. Bu dönemde dekar başına 8-10 kg azotlu gübre yeterlidir. Fosforlu Gübreler ise toprakta bulunan bakteriyel flora için gereklidir. Toprak içerisinde eğer yeterli seviyede fosfor yoksa takviye yapılması verimi artırır. Fosfor eksikliği baklada protein sentezini yavaşlatır, buna bağlı olarak hem büyüme hızı hem de verimlilik düşer. Ortalama olarak dekar başına 10–15 kg seviyelerinde fosfor gübresi uygundur.

Bakla Hastalık ve Zararlıları

Tüm tarımsal bitki yetiştiriciliklerinde geçerli olmak üzere, hastalık, zararlı ve yabancı otlara karşı  pestisitlerin kullanılması gerekebilir. Bu gibi durumlarda mutlak surette yetkili uzmanlar tarafından reçete edilmiş,  Yetkili Bakanlıkça ruhsatlı pestisitler kullanılmalıdır. Kullanılacak Pestisitler ise mutlaka surette, Tavsiye edilen zamanda, Tavsiye edilen şekilde, Tavsiye edilen dozda kullanılmalıdır.

Hasat ve Depolama  

Hasat üretim amacına göre; Taze Bakla, Taze İç Bakla yada Kuru (Dane) Bakla şeklindeki değerlendirilmelidir.

Amaç taze bakla elde etmek ise, hasat işlemi meyveler ekimi yapılan bakla çeşidinin normal iriliğinin 1/3 veya en fazla ½ sine ulaştıklarında kademeli olarak ve elle yapılmalıdır. Turfanda olarak hasat edilecek olan baklaların boylarının 5–7 cm arasında olması uygundur. Bu dönemde hasat edilen bakla temel olarak kilogram bazında hafif gelmesine rağmen fiyat olarak yüksek rakamlara satılmaktadır. Hasat edilen baklaların boyutları büyüdükçe bakla fiyatları da kademeli olarak düşer. Belirli bir zaman sonrasında ise baklaların içerisinde bulunan daneler ve dış kabuk sertleşerek taze bakla olma özelliği ortadan kalkar. Bu duruma gelen baklalar ise Kuru İç Bakla olarak değerlendirilirler.

Özellikle, taze bakla olarak hasadı yapılan baklaların toplanması gelişi güzel olmamalıdır. Çünkü, taze bakla hasadı ciddi anlamda nazik bir iştir. Hasat sırasında oldukça hassas ve nazik olan dallar çok kolay bir şekilde kopabilmekte buda bitkinin gelişim ve veriminde negatif etkiye sebep olabilmektedir. Bu sebeple hasat işlemi yapılacak olan taze baklalar elle tutulup aşağıya doğru hafifçe sıyrılarak gövdeden kopartılmalıdır. Aksi takdirde birbirlerine uzunca süre temas eden baklalar hızlı bir şekilde siyahlaşarak pazardaki değerini yitirir. 

Taze İç Bakla olarak değerlendirilecek baklaların hasat işlemleri tohumların biraz daha gelişmesi için daha sonraya bırakılır. Buradaki önemli husus ise tohumların çok fazla sertleşmesine mahal verilmeden hasat işlemlerinin gerçekleştirilmesidir.

Taze olarak tüketilen baklaların saklanması  yada depolanması söz konusu olmaz bu nedenle piyasanın ihtiyacına göre taze bakla üretimi yapılmalıdır. Üretimin fazla olduğu dönemlerde taze olarak alınanlardan geriye kalanlar ise taze iç bakla veya kuru dane olarak değerlendirilmelidir.

Bakla Yetiştiriciliğinde Verimliliğin Ölçüsü

Ekim zamanı, ürünün çeşidi, hasat zamanı ve ürünün değerlendirme şekline bağlı olarak dekar başına elde edilecek olan verimlilik rakamları da değişkenlik gösterir.

Ortalama Olarak Bir Dönüm (Bir dekar) alanda; 1000 – 1500 kg taze bakla, 700 – 900 kg taze iç bakla, 150 – 300 kg kuru dane verimlilik açısından kabul edilebilir rakamlardır. Bu rakamlar ortalama rakamlardır. Bölgesel olarak, ekilen baklanın türüne bağlı olarak, ekim yapılan arazinin toprak yapısına bağlı olarak yada daha farklı spesifik durumlara göre farklılıklar meydana gelebilir.

Baklanın Faydaları
bakla

  • Yüksek protein içerir,
  • Özellikle Vejetaryen olan ve hayvansal ürün yiyemeyen kişilerin ihtiyacı olan gerekli proteinlere olan ihtiyacını karşılar.
  • Lif açısından zengindir, 
  • Kilo vermeye yardımcı olur.
  • Sindirimi kolaylaştırır.
  • L-dopa seviyesini yükselttiği için Parkinson hastalığının belirtilerini hafifletir.
  • Folik asit içerir, 
  • Gebelikte doğum anomalilerinin önlenmesine yardımcı olur.
  • Böbrek fonksiyonlarının düzenlenmesine yardımcı olur.
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir.
  • Göğüs hastalıkları ve öksürüğe karşı iyi gelir.
  • Kalp hastalıklarını önlemede yardımcı olur.
  • Doğal bir depamin kaynağıdır.
  • Demir içeriği sayesinde anemiyi (kansızlık) önler.
  • Kemik kütlesinin artmasını sağlayan manganez içerir. 
  • Osteoporozu (kemik erimesi) önlemeye yardımcı olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz İçin Teşekkürler